Bilinmeyene doğru başlayan bu yıl, Türkiye’de %99.9999’unun
adını duymadığı Güney İtalya’nın
minnacık şehri Benevento’da geçecekti. Roma’dan 2.5 saat süren yolculuktan sonra ilk trenden indiğimizden itibaren bu şehrin bize neler verebileceğini hissettik
sanki ve ufacık hali hoşumuza gitti..3 milyon nüfuslu İzmir’den, 62 binlik bir yere gelmek olanakları her ne
kadar sınırlasa da burdaki hayatı bir anda benimsedik. İtalyanların Türk’e benzer
sıcakkanlı yapısı, sokaktaki her insanın Türkiye’de karşılığı oldu hissini
güçlendirdi ve her geçen gün, her tanıdığımızın ikizlerini bulmaya başlamıştık
bu küçük şehirde :)
|
WELCOME TO ROME :) |
|
Arco Di Traiano |
Topu topu 50 erasmustuk
Benevento’da.İspanyol, Polonyalı, Fransız, Vietnamlı ve biz Türklerden oluşan..
Her geçen gün artan samimiyet sonunda büyük bir aile gibi olmayı başardık.İlk 3
ay kilise yurdunda yaşadık. 15 dakikada
bir çalan çanıyla,yan odamda oturan rahibiyle,her sabah bahçeye doluşan
rahibesiyle ve akşam ayinleriyle yaşamaya alıştık kısa bir süre sonra.Hatta bir
zaman sonra artık her şey olağan gelmeye
başladı.
|
22. Doğum Günüm :) |
|
Benevento |
|
Welcome Day :) |
|
odamın manzarası |
|
♥ |
Napoli’ye çok yakın olan Benevento’nun pizzası da ünlü Napoli pizzası kadar güzel.İlk yediğimde “Eğer bu pizzaysa bizim Türkiye’de yediğimiz neydi ?” diye aşık olarak yediğim pizzanın 5 ay sonunda artık bağımlılığına ve +6 kilosuna sahiptim.Benim Margarita için sloganım:”HER YİYİŞİM İLK YİYİŞİM GİBİ”
|
MARGARİTA |
Erasmus senesi kadar hiçbir zaman sorumsuz olamayacağımı
bildiğim için doyumsuzluğun dibine vurup ,sorumsuzluğun doruklarına ulaştığımız
günler , İspanyolların botellonlarıyla Piazza vari’de sabahlara kadar sokaklarda
geçen geceler, uyumaktan günü göremeden ağıran günler derken rüya gibi geçen ilk
3 ay kışın gelmesiyle sokakta yuvarlanmacılıklar son bulsa da ‘SIKILDIK BE’
diyebilceğim gün yok..Tabii bunda Ege Üniversitesi'ndeki çok samimi arkadaşım ve
liseden sınıf arkadaşımla beraber olmamın ve her zaman ‘Biz 3 kişiyiz kardaş’
mantelitesiyle yaşamamızın etkisi büyük.. Kilise yurdunda bile müziği son ses
açıp bam güm eğlenmenin , nasıl olsa kimse Türkçe anlamıyor deyip herkesin arkasından
sallamanın zevkini neyde bulurum bundan sonra bilemiyorum..
|
piazza vari :) |
|
Halloween var dediler joker olup geldim |
|
Crazy Hat Party var dediler geldimmm.. |
|
Yatakta zıplıyoruz dediler anında orda bittim! |
Gün Geldi ders çalıştımm!!^^
|
nasıl inandırıcıyım ama! |
|
Gündüz bahçelerde zıplayıp gece sokaklarda uyudum. |
|
Her Türk gibi ben de aykırı olmayı seçtim! |
Sorumsuzluğun dibine vurdum demişken,bilgisayarımın başına
gelenler hakkında biraz yazmak istiyorum..Üniversite başında aldığım,1 sene
sonrasında adeta sesinin tıra dönüştüğü bilgisayarımla aramdaki bağ her geçen gün
arttı.Kışları beni ısıtan bu alet benimle taa buralara geldi. Yurdumuzda
internet olmadığı için Türk mantığıyla o soğukta balkondan girip başkasının
internetinden faydalanmaya başlamıştık.Hayatımız balkona taşınmışken
bilgisayarımı içeri almayı unuttuğum bir gün üzerine yağmur yağdı ve ekranda su
balonları oluştu.Pirinçlere poşetlere sardık derken, içindeki su 1 ay
içerisinde kurudu.Aslan gibi çalışan bilgisayarımı balkonda kullanırken balkon
demirlerine iyi bir sürttürdüm ve dış kabı çatladı..Ardından yılmadım uğraştım
yataktan tepetaklak düşürdüğüm bilgisayarımın sonunda ekranını kırmayı başardım. Üstelik artık ekranı klavyeye doğru asla
kapanamayan bi alet haline dönüştü. Taa ki kocaman tüplü monitör bulup aradaki
bağlantıyı kurana kadar. Sonra aslan gibi çalışan hp pc’mle bağımız daha da kuvvetlendi ve artık asla ve asla
vazgeçmeyi düşünmüyorum.Türkiye’ye gittiğim an yaptırıp yeniden laptop olarak
kullanabilceğim günler gelecek biliyorum,umuyorum
J
|
aslan HP!!!! |
İnsanın ait olmadığı bir yere alıştıktan sonra bağlanması ne
garip. Düşünün biz kilise yurduna bağlandık(!).Son gününe kadar direndik ama çıkmak
zorunda kaldık. Zorlu ev arama sürecinden sonra Franco Francesca’yla denk gelmek
en büyük şansımız oldu. İtalya’nın ünlü modacılarından olan Franco’nun evinde
kalmak bi kızın ancak hayali olabilirdi sanki. Çünkü evin aşağısında bulunan moda atölyesinde gelinlikler,gece kıyafetleri arada sırada olan
fotoğraf çekimleri, mankenler derken dışarıdan son derece soyut duran kafamdaki
modacılığı biraz olsun somutlaştırdı..Dışardan bakınca eski görünen ama içi son
derece antik olan eski Roma evinde 2 aydır biz Türkler egemenliğimizi ilan
ettik. Evin bizi en etkileyen yeri şüphesiz
çatı katı olduğu için yamuk duran tavanlarımızdı. Yatağa uzandığında kulağında
müzikle yukarı bakıp, camdan yıldızları izlemek en büyük zevkim olmuştu…Taa ki İspanyol
arkadaşlarımızın evimize taşınıp benim başka odaya geçişime kadar.. Artık
izleyebilceğim yıldızlarım yok sevimli mi sevimli, favorim olan turkuaz rengi
odamda daha özgür bir hayatım var J
|
ATELIER |
|
Turkuazım! :) |
Erasmusta geçirdiğim 5 ay süresinde beni en çok mutlu eden
şeylerden biri de; biraz olsun önyargılı oldukları Türkleri,Türkler hakkındaki kafalarındaki
tabularını biraz olsun yıkmamız..Arap alfabesi kullandığımızı,Türkiye’deki her
kadının kapandığını,terörizm yuvası olduğunu,alkolün kesinlikle içilmediğini
düşünen zihniyetlere ailelerimizi,Türklüğü
ve Atatürk’ü anlattık defalarca.Müslümanlığı nefret dini olarak adlandıranlara
oturup tek tek dinimizi anlattık..Bizi tanıdıktan sonra her seferinde üstüne
basarak söyledikleri de onlardan hiçbir farkımızın olmadığıydı..Fakat Avrupa televizyonlarında
Türkiye haberlerinde arkada direk caminin gösterilip peçeli siyah çarşaflı
kadınların geçtiğine bir kaç kez şahit oldum işte o zaman bizi böyle tanımaları
da bir bakıma normal geldi.Bunları gördükten sonra bizi aşağı çekmeye çalışan
zihniyetten bir kez daha nefret ettim ve en azından getirdikleri yeni
dayatmalardan 1 sene ayrı olma hissi beni mutlu etti.
|
Welcome Party |
Ve bir de şunun da üstüne basmadan geçemicem fanatik bir
Galatasaray'lı olarak iftiharını burada her zaman yaşadım. Her Türkiye dediklerinde 2.kelimenin Galatasaray
olması aşkımı tırmandırdı diyebilirim.Sonra işte gerçekten dedim “iyi ki
Galatasaraylı doğmuşum”.Ne mutlu ki UEFA şampiyonu olmuşuz da biraz olsun Fatih
Terim,Hakan Şükür öğrenmişler.Tek dileğim bu sene Drogbasıyla Sneijderiyle aslan Cimbom'umu Milan’la veya Juventus’la eşleştiğini görmek.İşte
o zaman iftiharla İtalya'da formamı giyip
takımımı destekleyebilirim :)
|
Yurt Balkonum |
Sırf Benevento takımıyla renklerimiz aynı diye Galatasaray formasıyla giden zihniyetti bizimkisi...:)
|
Benevento-Avellino |